Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarımızın Durumu: “Yapılan her değişiklik reform mudur?”… Y.Doç.Dr. Göktan AY


Toplam Okunma: 3524 | En Son Okunma: 10.04.2024 - 04:01
Kategori: Kültürel Öneriler

Eğitim, yıllarca, ülkemizin en önemli kabul edilen, ancak en çok kanayan yarası olmuştur. Her hükümet reform adı altında değişiklikler yapmış, ancak, yeterli beyin gücü yetişmediği için ya da seçilemediği-değerlendirmediği için gerekli ilerleme sağlanamamıştır. 10 yıl önce yazılan ders kitaplarında yapılan yanlışlar, bugün de, maalesef devam etmektedir.

Ders kitabı yazmak, roman yazmaya benzemez. Ders kitabında sizi tutup sürükleyecek bir konu olmadığından, çeşitli yaş gruplarına, pedagojik formasyon kalıpları içinde yer vermek; konunun iyi anlaşılması için dil birliğini sağlamak, örnekleri de ona göre vermek gerekmektedir.

17. Milli Eğitim Şurası’nda okul öncesi eğitimin desteklenmesi ve geliştirilmesi için her türlü destek verilmiştir. Ancak; uygulama da hangi safhadadır henüz bir bilgim yoktur. Kısaca, ders kitabı sıkıcı değil akıcı, ezbere dayalı değil öğretici-düşündürücü olmalıdır. Aşağıda, okutulmakta olan, sosyal bilgiler ders kitabı ile ilgili kalemime çarpan bir kaç yanlışı dikkatlerinize sunmak istiyorum.

“1.ünite. Türkiye’nin coğrafi bölgeleri; 1. Bölge, Bölüm, ve Yöre; amaçlar açıklanmış ve Bölge: (konuyu anlatmak için olsa gerek, bir takım açıklamalar yapılmış.)Üzerinde yaşadığımız yeryüzü; yüzey şekilleri, iklim, bitki örtüsü, nüfus yoğunluğu ve ekonomik yapı bakımından birbirlerinden farklı alanlardan oluşmuştur. Bazı yerler dağlarla ya da düzlüklerle kaplıdır. Bazı yerlerde sıcak, ılıman veya soğuk iklim tiplerine sahiptir.(Bazı yerler…bazı yerlerde cümlesinde aynı konu anlatılmalıdır) Bu iklimlerde birbirinden farklı bitki örtüleri gelişmiştir.(Mesela) Karalar üzerinde ekonomik bakımdan sanayi etkinliklerinin, tarım veya turizmin geliştirdiği değişik yerler vardır.(Nasıl değişik?) Buna bağlı olarak bazı yerler yoğun nüfuslu, bazı yerler ise seyrek nüfusludur. (Ne kadar yoğun, ne kadar seyrek?) Sahip oldukları özelliklere göre bu yerlere sanayi bölgesi, dağlık bölge, çöl bölgesi, yoğun nüfuslu bölge gibi isimler verilir. İşte bu farklılıklar dikkate alınarak coğrafi bölgeyi şöyle tanımlayabiliriz; Doğal , beşeri ve ekonomik yönden kendi sınırları içinde benzer özellikleri fazla olan, bu özellikleriyle de diğer alanlardan ayrılan geniş alanlara bölge denir.“1 Sözlüklerde ise Bölge; “Alanı, idari ve ekonomik birliğe, yeryüzü şekillerinin, iklimin, bitki örtüsünün benzerliğine ya da kültürel bütünlüğüne göre belirlenen, değişik büyüklükte toprak parçası, Ege bölgesi, İzmir ve çevresi önemli bir sanayi bölgesidir.” 2 “Herhangi bir nitelik bakımından bir sayılmış ülke, yer ya da toprak parçası, mıntıka” 3 olarak anlatılmaktadır.
b. Bölüm; Bir bölge kendi sınırları içinde bile doğal, beşeri ve ekonomik özellikler bakımından bütünüyle aynı değildir. Yer yer bazı farklılıklar gösterir. İşte, kendi içinde benzer özellikleri daha çok olan, bölgeden küçük alanlara bölüm denir. Örneğin G.A.Bölgesi, Dicle ve Orta Fırat Bölümü olarak farklı iki bölüme ayrılır. Bu ayrım bölgenin doğal, beşeri ve ekonomik özelliklerinin az da olsa farklılıklar göstermesinden ileri gelir.1 Sözlüklerde ise Bölüm; “Bölünmüş bir bütünün parçalarından, kısımlarından, öğelerinden her biri”4 “Bir bütünü oluşturan parçalardan her biri, kısım”5 olarak anlatılmaktadır.
c.Yöre; Coğrafi özellikleri bakımından kendine özgü görünüşü olan, bölümden daha küçük alanlara yöre denir. Ege bölümünde Menteşe Yöresi gibi. Türkiye’de 7 coğrafi bölgeden her birinin kendi içinde bölümleri olduğu gibi, çok sayıda yöreleri de vardır. 1
Metin içinde, hemen hemen her açıklamada “doğal, beşeri ve ekonomik özellikler bakımından” kullanılmıştır. sf.9-10 “Bazı yerler……” gereğinden fazla tekrarlanmıştır.
“Bir bölgenin yakın yerlerini kapsayan sınırlı bölümü, dolay, havali, mahal, Antalya yöresini gezmek”6 “Bir yerin çevresi: Adana ve yöresinde çok pamuk ekilir.”7 (Bu açıklamada yanlış, ya Adana yöresinde…. ya da Adana ve çevresinde……. olmalıdır.)
A.Doğal Etmenler/c. İklim; Coğrafi bölgelerin oluşumunda iklim de çok önemli bir etmendir. İklim bir bölgenin sadece bitki örtüsü ve yer şekillerinin oluşumunu belirlemekle kalmaz. (…sonra…) Ayrıca,( ne anlatıldı ki ayrıca kullanılmış) o bölgedeki nüfusun yerleşmesinden ekonomik etkinliklerine kadar farklı bir görünüm kazanmasına neden olur. Sf.10 “Orta Karadeniz Bölümü de sık nüfusludur. (Ne kadar?) Fakat, yoğunluk Doğu Karadeniz Bölümünün kıyı şeridi kadar fazla değildir.” (Yoğunluk ve sık arasında derece farkı kaçtır, metrekareye düşen insan sayısına göre mi hesap edilmektedir?)
c. Karadeniz Bölümü; “Bu bölümde dağların kıyının hemen gerisinde (ne kadar- kıyı boyunca denemez mi) yükselmesi, kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşımı oldukça (ne kadar) zorlaştırmıştır.” “ Her mevsimi yağışlı, yazları ılık ve kışları serin geçer. Yaz kuraklığı belirsizdir.” (Ne demek?) Doğal bitki örtüsü, gür ve sık ormanlardır. (Bu genelleme kitap boyunca var, orman ama hangi orman bitkileri yaygın, her iklim kendi bitkisini yarattığına göre neden yazılmamıştır?) sf.17 “İç kesimlerde nüfusun dağılışı ve iklimde olduğu gibi yetiştirilen tarım ürünlerinde de farklılıklar görülür.”sf.18 a.Konya Bölümü;“Bölüm az nüfuslanmıştır.sf.49 (Nasıl yani? N denmek isteniyor?)
Sonuç 1. Bütün kitap boyunca, yazım kurallarına bağlı kalınmamış, uzun cümleler kurulmuş, virgül v.b. işaretler kullanılmamış, dolayısı ile cümlelerde anlam eksikliği doğmuştur. Aynı bölümde bir paragraf “dı,du” ile biterken, biraz sonraki “lar, lardı, lir, lar” ekleriyle bitmekte, anlam bütünlüğü olmamaktadır.”Örn: Ç.REFORM: Avrupa’da yeni çağda rönesansla (ile) başlayan gelişmeler, din alanında da değişikliklerin yapılmasına neden oldu. Bu gelişmeler sonucu 16. yy da Hıristiyanlığın Katolik kilisesinde yapılan değişiklik ve düzenleme hareketlerine Reform hareketleri denir. Reform, kelime olarak yeniden düzenleme anlamına gelir.”sf.87
Sonuç 2. Ülkeyi anlatırken, sosyal bilgiler kitabı olmasına rağmen bölgelerin, yörelerin folklorik yapılarından bahsedilmemesi önemli bir eksikliktir.
Sonuç 3. Paragraflar arasında uyumsuzluk had safhadadır. 3 paragraf varsa, 2. paragraf aslında birinci paragraf olmalıdır.sf.87
Sonuç 4. Kitap boyunca, padişahlar ile bilgi verilmiş, ancak, bunların hangi sanat dalı ile uğraştıkları, hangi sanat dallarını destekledikleri konusunda bilgi verilmemiştir. Sadece “Osmanlılarda müzik, klasik ve halk müziği olmak üzere iki grupta gelişti. Padişah 111.Selim müziğe önem verirdi. (Diğerleri vermez miydi?) Onun zamanında ünlü bestekar Sadullah Ağa besteleriyle bir devir açtı. “18. ve 19. yy ın diğer ünlü bestecileri İsmail dede Efendi, Z.dede, H.A.Bey, ve Tanburi Cemil Bey’dir” gibi kısa ve yetersiz bir paragrafla yetinilmiştir. Sf.160
Sonuç 5. Metinlerde halk aşıklarından, görevlerinden, sazende ve bestekar Padişahlardan eser yoktur.
Kısaca, bu metinlerden ben bile net bir bilgi sahibi olamadım ve bu güne kadar bildiklerimi de karıştırdım. Varın ilköğretim okulu öğrencilerini de siz düşünün!

ÇÖZÜM; Ders kitapları tekrar gözden geçirilmeli ve yanlışlar acilen düzeltilmeli, ders kitapları yanlışsız basılmalıdır diyerek TTK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan’ın Ekim 2007 içinde AA muhabirine yaptığı açıklamayı veriyorum; “Öğretmenlerimizin zümre düzeyinde eşgüdüm içinde çalışmalarını sağlayacak şekilde ortak sınav yapılabilecek nitelikteki derslerde en az bir sınavın okul düzeyinde ortak yapılması için de yönetmelikte bir düzenleme yaptık. Aynı çerçevede sınavlarda sorulacak soruların dönem başından beri işlenen konulardan dengeli bir oranda dağılımının sağlanması ve yine bu sınavlarda en az üç sorunun sorulması için de bir değişikliğe gittik. Geçen yıl ortaöğretimde başlatılan 100’lük not sistemi bu yıl ilköğretim okullarında da uygulanacak. Bu değişiklikler ölçme ve değerlendirme adına çok önemli yararlar sağlayacak, bu şekilde öğretmenlerin derslerde yaptığı çalışmalar belli bir standarda ulaşacaktır. “Ortaöğretim Projesi” kapsamında ortaöğretim kurumlarında okutulan derslerin öğretim programları yenilenmiştir.”Tarih, Fizik, Kimya, Biyoloji, Yabancı Dil (Almanca, İngilizce ve Fransızca) derslerinin 9. sınıflarına ait öğretim programları hazırlanarak 2008-2009 öğretim yılından itibaren uygulanmak üzere Kurul kararına bağlanmıştır. 10, 11 ve 12. sınıflara ait öğretim programlarının da 2007 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanmaktadır. Böylece 2008-2009 öğretim yılından itibaren bu derslerin öğretim programlarının uygulanmasına 9. sınıflardan başlamak üzere kademeli olarak başlanacaktır. ( 9. sınıf öğretim programları, 11 üniversiteden; 25 akademisyenin katkılarıyla hazırlanmıştır)
 

(1)Recep Akyıldız, Halil Durmuş, Sosyal Bilgiler 7 (ilköğretim), Ders Kitabı Yeni Çizgi Yayınları, İstanbul
(2) Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedi,4. Cilt, Milliyet, sf.1878, Istanbul
(3) Türkçe Sözlük, Dil Derneği, Tempo yayını, sf.90, 1997, İstanbul
(4) Büyük Larousse sf.1884
(5) Türkçe Sözlük, sf.90
(6) Büyük Larousse, sf.1260
(7)Türkçe Sözlük, sf.649




Hoşgeldiniz