Sinan Çetin’in Son Çevirdiği Film!.. Dr. Ayhan Sarı


Toplam Okunma: 5349 | En Son Okunma: 12.10.2024 - 00:58
Kategori: Cevabi Yazılar, Yazarlarımız: A.Sarı

Sinan Çetin’in yansıttığı gibi GTM’nin Radyolardan yasak olduğu(1934) 1 yıl, 9 ay, 4 gün içinde, Türk Jandarması “geleneksel Türk müziğini dinliyor-seslendiriyor” diye kime silah doğrultmuş, kimi gözaltına almış, kimi tehdit etmiş? Kime silah zorunda bağlamayla Mozart 40, Beethoven 9. Sinfoni ana temalarını çaldırmış?.. Belge gösterebilir mi film yönetmeni?.. Bu film gerçekleri yansıtmamaktadır… Maalesef Türkiye’de bazı insanlar seçim sandığı zamanı dışında da tepki gösterebilecekleri bir takım nedenler arayıp, kendilerince yorumlayıp ve bu bilgisiz yorumlarıyla usul usul boyacı tepkisi benzeri yeni tepkiler gelişmeye başladılar. Ne boyutlara varır bilinmez…

Son günlerde Sinan Çetin’in yönettiği ve neye ihtiyacen çekildiği belli olmayan ve 1934’de gerçekleşmiş, radyoda GTM yasaklanması olayını anlatan ve kasıtlı bir mantığın ürünü olduğu da açıkça görülen bir kısa metrajlı “reklam mı vs” ne filmi olduğuna karar verilemiyen bir görüntü dolaşıyor dar ekranlarda…

Gerekirse bakınız: http://youtube.com/watch?v=Bj5A6jnAkM8

Sinan Çetin’in çektiği dar metrajlı filme göre o zamanlarda -yani 1934-36 arası- GTM seslendirdiğinizde veya dinlediğinizde güya jandarma tepenizde bitiyor… Tabii ki böyle bir uygulama olmamıştır hiçbir zaman.

Ama Filmin yansıttığı gibi bir silahla zorlama ve bu suçtan da –yani GTM dinledi diye-herhangi bir Türk vatandaşının Karakola alındığına dair belge de yok.

Ama gel gör ki Sinan Çetin’in Filmi konuyu böyle aktarıyor.

Ne diyelim böyle entellikten sıyırma çabasında olanlara, ne diyelim? Doğrusu bilemiyoruz…

Bu vesileyle bir izleyici mektubunu aktarmadan da edemiyoruz:

Sn. Semra Toprak 24 mart 2008 tarihinde Türk musikisi haberleşme grubuna yazmış.:

“Bu videoya yaziklar olsun diyorum! Yaziklar olsun.
Evet, gunumuzde TRT fm radyolarinda bile turkuyu sarki, sarkiyi arabesk fantezi, fanteziyi de populer muzik izlemektedir. Dinleyen kulaklar ne hisseder hic akla gelmez.

Dinleyenler ne diyor bilemem ben dinleyemiyorum. Cunku, bu grubun degerli uyeleri bilirler ki bir makamdan baska bir makama gecilirken bile kulaklarimiz gecis taksimiyle makam degisikligine hazirlanir. Konservatuara cocuk gonderenler klasik bati muzigi egitimi alan cocuklarin alaturka muzikten bir sure uzak kalmalarinin beklendigini de bilirler saniyorum. Bu bir aliskanlik kulak aliskanligi, asinalik sorunudur.

Ama kimse egitimini tamamlamis bir yetiskine “onu dinleme bunu dinle” demez. Turku de okuyan tenorlarimiza kimsenin bir sey demedigi gibi.

Cumhuriyet kuruldugunda Klasik Bati Muzigi ile tanismamiz sirasinda devlet radyolarinda bir sure Turk musikisi azaltilmis ya da calinmamis,hatta yasaklanmis olabilir. Bu, bazilarimiza gore, yanlis bir tutum da olabilir. Ancak mesela; bir Safiye Ayla’yi severek dinledigi bilinen, Her on kasimda Atatürk’un sevdigi sarkilar diye repertuar hazirlanan bir ulkemizde simdi kalkip;

Ataturk’un Turk muzigini Jandarma baskini ile bastirip yasakladigini soylemek ne kadar insafla bagdasir? Turk Musikisi yasakti da Mesud Cemil’ler, Durdane Altan’lar ne yapiyorlardi Darulelhan’da ve yeni yayina baslayan Radyo’da?

Video; 1934 de bir koy evini gosteriyormus (!)

1940 li yillarda bizim, bir Ege kasabasindaki evimizde ud ve darbuka calinir, sarkilar okunur, fasil yapilirdi.
Kimse evimizi basmadi.
Turku soyleniyor diye jandarmalarin silahla ev bastigini, insanlari silah zoruyla mutlu olmaya gulmeye zorlandigini iddia etmek, bunu film yapip yayinlamak;

Bir devrin; Cumhuriyet’in karalanmasidir.

Bu, cok ayip, cok cirkin bir davranıs en hafif deyisle, insafsızlıktır.

Burada, herkesin önünde bu videoyu, nefretle kiniyorum…

Turkiye Cumhuriyeti’ nin evlatlari, Kurtulus Savasi ile kurtarilmis bu topraklarda Turk adlari ile yasama hakkini Kurtulus Savasimizla, Canakkale Zaferiyle, Sakarya Zaferiyle kazandik. O zaferler kazanilmasaydi simdi adlarimiz Turk adi olmayacakti.
Camilerimiz de olmayacakti buyuk bir ihtimalle.
Bu Topraklardaki vatandaslik hakkini, Bu savaslarin sonundaki zaferlerle yurdumuzdan sürülüp cikarilan isgalci yabancilardan, Yunan’dan, Fransiz’dan, Italyan’dan, Ingilizden kurtarilmiş vatanimizda hur yasama hakkini, “ne mutlu Turkum” deme hakkini elde etmis vatan evlatlari olarak:

Cumhuriyet’imizin ilk yillarini karalama amaclı bu videoyu “bir marifetmis gibi, ikide bir sağda solda yaymak yerine” kınamaliyiz diye dusunuyorum.
.
Oyle ya, asla olmamis bir seyi, saz çalındı türkü okundu diye jandarmalarin dipcikle ev basmasini olmus gibi göstermek adalete sığıyor mu?

1902 doğumlu olan rahmetli babam zamanın pek cok ailelerinde oldugu gibi ozel ud ve yabanci dil dersi almis, guzel sesli ve cok iyi ud calan bir udi idi.

Ben 1940’larda evimizde Türk Musikisi icra edildiğini gördüm, yaşadım.

Evimiz hic basılmadı.

Babamin evinde 1920lerde de1930 larda da mutlaka Turkmusikisi icra ediliyordu.

Bu yuzden asla evleri jandarma baskınına uğramadı.. Boyle bir baskına ugrasalar soylerlerdi.

Babam Demokrat Partinin ilçemizdeki kurucularından sözünü dudaktan gözünü budaktan esirgemeyen bir adamdı.

Iste bu yuzden o klip bir iftira bir karalamadır. Olmamıs bir seyi olmus gibi filme alıp yayınlamak ayıbıdır.

Son nefesime kadar da iftiharla Vatan Millet Sakarya edebiyati yaparim. Cunku bu millet, o essiz zaferlerle yeniden dogdu, Vatan topraklarina Turkiye kendisine Turk deme hakkini o zaferlerde dokulen kanla elde etti.

Allah korusun, bir gun biz de Irak gibi demokrasi ve ozgurluge kavusturulursak, o zaman, baslar goge, ayaklar suya erer, o zaman bu kliplerle yakin tarihimizle yuzlesilirir, oc alirnir, eglenirilir artik.

Dua eder ve umarim ki Allah firsat vermez…




Hoşgeldiniz