GTSM’de Makam-Ses Adlandırma Tartışmaları Üzerine… Dr. Ayhan Sarı


Toplam Okunma: 2804 | En Son Okunma: 29.03.2024 - 02:26
Kategori: Araştırma Yazıları, Fikir Yazıları, Yazarlarımız: A.Sarı

GTSM’de bir takım aksamaları değiştirme girişiminde bulunan epey müzik uğraşanımız çıkmış ama nedense! başarılı olamamışlardır. Aslında hemen hepsinin içinden çıkamadıkları bir takım müzik sistemi sorunlarımıza yanıt-çözüm bulma konusunda kendilerince uğraşılarıdır bu çalışmalar.
Birinde rast makamına “zünezün”, hicaza “yözepaz”; bir başkasında ise yegah üzerindeki uşşak makamına “E5″ denilmesi gibi…
Bu fikirlerin kimisi mantıklı, kimisi yarı mantıklı, kimisi ise komple mantıksız, adeta deli saçması olarak geçmiştir tarihe.
Bu yazıdaki amacımız olguya, geçmişte yapılmış çalışmaları da katarak objektif bakış açısının oluşturulmasına yardımcı olmaktır.

Son günlerde bazı müzik uğraşanlarımızın “ölçek ses” tartışmalarında Batı la sesinin “bilmem ne zaman, bilmem kaç frekans” ve ses isimlerimizin “RA, Dü, SE” şeklinde Türkçe dışı, (rast=ra, dügah=dü, segah=se,  gibi) Farsça tavla sayılarını da içeren, birşey bulduğunu sanıp, üstelik bunu taze beyinlerde uygulamaya çalıştıkları,  fikirler beyan ettikleri görülmektedir.

Tabii ki her yeni fikirde bizleri biraz daha geliştiren, bir o kadar da kendimize getiren düşünceler  bulunmaktadır.

Sözgelimi bu yazının yazılmasına vesile olmaları gibi…

Tartışmanın, üyeleri açısından konuya vakıf olamıyacak bir çok taze beyinin olduğu bir ileti grubunda yaşandığı düşünüldüğünde  fikrimizi örnekleriyle beyan etme zorunluluğu doğmuştur…

Piyano la’sının bir konser sırasında -çalgılarımızı akordlamak için- kaç frekans olduğunun sorulması gereksiz bir demagojiyi oluşturmaktadır.

Hali hazırda uluslararası ölçek ses olarak kabul edilen bir tane la vardır. O da piyanonun 5. la’sı yani la5’dir. Hiçbir müzisyen de bu sesin frekansını sorgulamaz. Zaten tarih boyunca da sorgulamamıştır.

Tüm sesleri nefes şiddeti ve dudak hareketleri ile elde edilen ve çalan kişinin kulağındaki kimi görece sesleri duygusal yoğunlukta çıkarabilen Ney çalgımız ile bir ölçek sesin oluşumunun sağlanması zaten mümkün değildir.

Söz konusu ney ve la5 (piyanodaki 5.la sesi) hikayesi, ülkemize Muzika-i Humayun(1828) ile girmeye başlıyan ve Neyzen Salim Bey’in(1829?-1885) zamanına ulaşan ilk piyanolardan çıkan la sesinin mansur neyin tutuşta alttan birinci delik açıkken çıkan (dügah) la’sına (432f) eşdeğer gibi duyulup, ilgili neyin boyunda ufak ayarlamalar yapılması neticesinde ortaya çıkarılan bir tesbittir.
 

Bugün dört tane Ney icracısını aynı eseri çalmak için bir araya getirsek, Aynı sesleri basmaları ve eseri kulağa hoş gelen bir tek ses ile çalmalarının mümkün olmadığı görülecektir…

Son günlerin bir ileti grubu tartışmasında ses isimlerimizi “(sol, la, si yerine)RA, DÜ, SE ” şeklinde -adeta- değiştirme çabaları gözlenir olmuştur.

Aslında bu tartışmalar yakın müzik tarihimiz boyunca hiç eksilmemiş ama bir sonuca da ulaşılamamıştır. İşte yakın tarihimizden örnekler:
 

MİLDAN NİYAZİ AYOMAK VE HÜSEYİN SAADETTİN AREL’İN BAKIŞ AÇISINDAN ÖLÇEK SES VE MAKAMLARIMIZIN YENİDEN ADLANDIRILMASI TARTIŞMALARI…

 1933 Eylül’ünde Mildan Niyazi Ayomak’ın NOTA-MUSİKİ mecmuasında

“RAST= zünezün, HÜSEYNİ= yözepaz, HİCAZ= ninepaz vs”

ve Hüseyin saadettin Arel’in “yegah üzerinde uşşak makamı için (E-5)”

şeklinde ortaya attığı gerek ses, gerekse makamlarımızın yeniden adlandırmasını içeren geçmişte yapılmış bir takım fikirsel çalışmaları bilgilerinize sunma ihtiyacını hissettik.

Mildan Niyazi Ayomak’ın dergisinde ortaya atıverdiği yeniden isimlendirme çalışmaları şöyle özetlenebilir:

1-Her makamın sekiz perdeli çıkıcı bir gam(aşıt) olduğu varsayılır.
2-Her gam(aşıt) sekiz perdesi arasındaki yedi aralıkla kodlanır.
3-Sıra sayısı tek olan aralıklar (1,3,5,7) ünsüz harflerle, çift olanlar (2,4,6) ünlülerle gösterilir.
4-Aralıklar minik(koma) birimiyle ölçülür. Yani tanini aralığı(204 cent) 9 miniktir.
5-Her aralığın biri ünlü, biri ünsüz olmak üzere iki ayrı işareti vardır, şöyle ki:

ARALIK                                     ÜNLÜ             ÜNSÜZ
3 minik -eksik bakiye                     ı                        m
4 minik -bakiye                               o                        r
5 minik -küçük mücennep             a                        n
6 minik -artık küçük mcnp            ö                         t
8 minik -eksik büyük mcnp           u                        y
9 minik -tanini                                  e                        z
10 minik -artık tanini                     aa                        ş
11 minik -artık tanini                      aö                        k
12 minik -artık tanini                       i                           l
13 minik -artık tanini                     öu                         ç
14 minik -artık tanini                     uu                          f

6-Aşıtın hangi perdeden başladığını belirtmek gerektiğinde makam kodunun başına ilk notanın adı eklenir.

Bu ilkelere göre yaptığı kodlamalardan Mildan Niyazi Ayomak NOTA MUSİKİ Mecmuası’nın 1935 başında yani 37.sayısıyla kapanmasına değin 24 tanesini kullanmıştır. Ayrıca “Yeni Eserler” (Numune Mat. 1933, İst.)  başlıklı 132 sayfalık şarkı kitabında da sözkonusu makam adlandırmalarına rastlanmaktadır. 

Ayomak’ın kendi içinde çelişkilere düştüğü de olmuştur.

O’na göre makam adları:

AYOMAK       ARALIKLAR        GEL. MAKAM ADI
neninep            595.12.598                hüzzam
nepazep            5985998                    evc
netaatep           596.10.698                garip hüzzam
nezonez             5994599                   kürdilihicazkar(?)

ninenin                5.12.595.12.5         hicazkar,suzidil,suzinak,şedaraban
ninepaz               5.12.59859              hicaz(?)
ninerez                 5.12.59499             hicaz,gariphicaz
pazepaz                8599859                 muhayyer,hüseyni(yözepaz)
…….
Zerezer                 9949994                  acemaşiran
……..
zünezer                 9859994                 mahur
zünezün                9859985                  rast

İçinde birçok mantıksal ve de işlevsel hata barındıran bu kodlama derginin 1935 başlarında kapanmasıyla tarihe karışmıştır.

Dr. Suphi Ezgi, Muhittin Erev’e verdiği bir cevapta:

“Bütün dörtlü ve beşlilerimize bizim verdiğimiz isimlerle makamlarımızın eskiden beri malum adlarını tamamıyla değiştirip (zonezon, neninep bozalaz) gibi manasız deli saçması olan sözleri onların yerlerine ikame etmiştir”  demektedir.(Türk Musikisi Dergisi, Sayı:32, Temmuz 1950, Sf.5,20).

Ayrıca Hayri Yenigün, Musiki ve Nota Dergisi’nin Aralık 1971, 26. sayısında bu sistem hakkında şöyle yazmıştır:

“M.Niyazi AYOMAK, Türk Musikisine az çok yararlı olan bu (Nota-Musiki) Mecmuası kanalile şahsi düşüncesinde inkilap yapmak istedi. Makaamatın adlarını da değiştirmeğe başladı. Bunlara da verdiği isimler şöyle:   Rast(zünezün), Uşşak(tuzerez), saba(yötirez), Suznak(zünenin), Nihavend(zozerez), Hicaz(ninerez), Garib hicaz(ttaaterez), Karcığar(yözalaz), Hüzzam(neninep), Garib hüzzam(neaatep), Hicazkar(ninenin), Mahur(zünezer), Kürdilihicazkar(nüzerez) v.s… Mecmuasına bastığı eserlerin makaamlarını böyle acayip isimlerle yayınlamaya başlamıştı…”

Bu arayışların müzik sistemimizdeki bazı aksaklıklıklardan çıktğını da ayrıca belirtmemiz gerekiyor.
Örneğin Hüseyin Saadettin AREL1885-1955 (Musiki Mecmuası sy:77-81,ağustos-kasım 1954) “Bu bir başka alem” başlıklı hikayesel yazılarında şöyle bir soru sorduruyor:

“- Makam isimleri, perde isimleri vs hakkında nasıl hareket ediyorsunuz? Biz bile acem, kürdi, ısfahan, hicaz gibi yabancılıklarını bar bar bağıran isimlerden memnun değiliz. Siz bunları ne yapıyorsunuz?

Hikayedeki müdürün ağzından şu öneriyi getiriyordu:

“- Biz bu meseleyi kolaylıkla hallettik. Basit makamların her birine alfabeden bir harf tahsis ettik. Zaten 13 basit makam bulunduğu için bu iş hiç zorluksuz başarıldı. Mesela:
çargah=A, Puselik=B, Kürdi=C, Rast=D, Uşşak=E, Hüseyni=F, Neva=G, Hicaz=H, Humayun=İ, Uzzal=J, Zirgüle=K, Karcığar=L, Suzinak=M…
Mürekkep makamlara gelince
: Onları da hangi basit makamlardan mürekkep iseler bu makamların harfleri ile gösteriyoruz. Bilfarz Hicazpuselik makamını H.B. diye gösteririz.
Bakiye, küçük mücennep, tanini, artık ikili aralıklarını alfabenin basit makamlarda kullanılmayan harfleriyle ifade ediyoruz. Mesela Z bakiye, Y küçük mücennep, X büyük mücennep, V tanini, U artık ikili, O koma dır.
Perde isimleri sekizli içindeki sıralarına göre kendilerine verilen rakamlarla gösteriyoruz: Çargah 1, nim hicaz 2, hicaz 3, dik hicaz 4, yegah 5 vs.

Bu tafsilata göre faraza yegah üzerinde uşşak makamı için (E-5) remzini kullanmaktayız.

İlk bakışta pek kullanışlı gibi gelen bu Arel kodlaması da uygulamada hayli eksik ve kusurlu kalmaktadır. Bunun temel nedeni Arel-Ezgi dizgesinde makamların sınıflandırılma ve tanımlamalarının gelenekleri hiçe saydığı gözlenmektedir. Örneğin aslında basit makam oldukları halde mürekkep makamlar arasına kattıkları düzinelerce makamdan saba makamı Arel’e göre:

“Çargah perdesindeki hicaz-zirgüle dizisi ile saba dörtlüsünün birbirine katılmasından” ya da çargah perdesindeki hicaz-zirgüle dizisinin pest tarafına dügah perdesindeki uşşak dizisinin sonundan üç sesin katılmasıyla hasıl olur.(H.S.Arel”TM Nazariyatı Ders.madde377.Musiki Mecmuası, sy.43, 1951, sf26)
Dolayısıyla da Arel’in önerdiği yoldan kodlanamaz, şöyle ki:
“13 basit makam arasında ne ne çargah perdesindeki hicez-zirgüle dizisi, ne saba dörtlüsü, ne de uşşak dizisinin sonundan üç ses vardır. Hele birbirinin inici ya da çıkıcı’sı olarak tanımlanan makamlar (örneğin evc ile ırak ya da bayati ile uşşak) için Arel Kodlamasında hiçbir ayırma olanağı yoktur. Tıpkı Ayomak gibi Arel de makam kodlamasında sadece gamı göz önüne almış, makamların gidiş-seyir özelliklerini hiç gözetmemiştir….(1)

Görüldüğü gibi bazı adlandırma düşünceleri  tarimizde bizim için belirgin örnekler olarak durmaktadırlar.

Birşeyi sanki yüzyılın buluşuymuş gibi önermeden önce yapılması gereken:

Sadece biraz okumak / okumak / okumaktır…

Dr. Ayhan SARI

(1) Prof.Dr. Gültekin ORANSAY “Türk Din Musikisi Tür, Makam ve Usullarının Kodlanması” Ankara Üni. İlahiyat Fak. Dergisi, Cilt.21, Ankara, 1976




Hoşgeldiniz