Müzik Adamlarımızı Değerlendirme Ölçütlerine Canlı Bakış… Musiki Dergisi


Toplam Okunma: 2553 | En Son Okunma: 09.04.2024 - 23:01
Kategori: Fikir Yazıları, Uçan Balonlar, Yazarlarımız: A.Sarı

Ülkemizde ve dünyada müziğin değişik alanlarında çalışmalar yapan bir çok müzik insanı bulunmaktadır. Aralarındaki düzey farkını en aza indirgemiş, yani çıtayı yükseltmiş olanları ise müziğin evrenselliğinde kabul görmüş olanlarıdır. Söze: “aslında ben müzik adamı değilim” veya “ben bir müzik amatörüyüm” diye başlayıp “ama…” şeklinde devam edenlerinden, “her şeyiyle mükemmel” olanına değin açılan bir yelpaze içinde gözlemliyebileceğimiz müzik mesleği yaşam alanını…

…bakış açılarında oturtamamış kişilerde sık duyulan bir başka söylem de; varlığı konuşmaya değer olarak hissedilen herhangi bir müzik adamı için: “o aslında bir çalgı çalamaz, sesini de de duymadım” şeklinde fikir beyan edenleridir.

Sanki böyle bir müzik adamının var olmasından kişisel bir rahatsızlık duyar gibidirler.

Ama bu tarz yaklaşanlara araştırmalarıyla cevap verenlerin:

“iyi müzisyendir, ama yazı yazamaz, öğreticiliği de yoktur” dediğini hiç duymamışızdır. Müziğin dolgu mekanizmasında yer alan müzisyenlerimize  önemli bir boşluğu doldurdukları için saygıyla yaklaşıyoruz. Ama dolgu müzisyenlerinin dedikodu ağzının açılmış olanlarına da pek itibar etmiyoruz…

Çünkü okur-yazar müzik uğraşanı ile çalar-dinlemez-okumaz müzik uğraşanı arasındaki kültürel bilinç mesafesidir bu.

Müziğin çalışma alanlarını sadece müzik icrası olarak olarak gören bu dolgu müzisyenlerinin arasında icracılık açısından seçkinleşmişlerine rastlayamazsınız.

Çünkü müziğin engin derinliklerinde çıkış arayan ve her arayışında yeni bir boyuta giren gerçek sanatçıların bu türlü dedikodusal söylemlere beyinlerini ayıracak zamanları yoktur.

Müziğin veya müzik yazısının içeriği hakkında değil de, dedikodusal boyutunun ön plana çıktığı müzik ortamlarında “kaliteli müziğin” ve “ordan burdan aparılmamış yazıların” oluşması pek mümkün görünmemektedir.

Nerde müziğin dedikodusal boyutunda sıkışıp kalmış insanların yaptığı bir sohbete tanık olsam yüzümde acı bir tebessüm belirir ve dilim söylemez olur…

Ama kalemim de yazmaz değil ya…




Hoşgeldiniz