Doğu musikisinin nazariyatına dair, Kindî ile başlayıp günümüze kadar gelen eserler zinciri içerisinde bir çok kitap ve risale yer almaktadır. Ancak Türkçe olmadıkları için bu eserlerden yeteri kadar istifade edilememektedir. Bu sebeple, yazma mûsikî eserleri üzerinde son yıllarda, metin neşri ve tahlili türünden önemli çalışmalar yapılmaktadır. devamı »



Geleneksel Türk Müziği yakın tarihimizde bugüne değin yüzlerce yazı yayınlandı, simpozyum-kongre-paneller düzenlendi. Hepsinde önce durum, ardından çözüm önerileri sıralandı. Bu çözüm önerilerinin sahiplerinin bazıları adeta linç edilircesine müzik tarih sayfalarına canlı canlı gömüldü. Sonuç: Müzik yine bildiğini okudu… devamı »



Ulusal kültür dünyamızın daima saygıyla anacağı bir hizmet de, Nevzad Atlığ ile Yılmaz Öztuna’nın İstanbul devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun kurumuyla “ilk” yapıyı oluşturma çabaları ve başarılarıdır. Kültür hayatımızın bu iki mümtaz ismi, belki kültür ve sanat hayatlarında, birçok özelliklerinden dolayı, yüksek seviyelerde taltifler gördüler… Ancak, “doğrudan doğruya” İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nu kurmuş olmaları bakımından taltif edilmemişlerdi. Milli irademizin en üst noktası olan Yüce Meclisimizin Başkanlığı, Türk Musikisi Vakfı’nın temsil ettiği bir “sivil” projeye sahip çıkarak, bu önemli gecede (13.12.2007) bir araya gelmemizi sağladı…. devamı »



Din ulemasından bazıları konuşmalarının-yazılarının anlaşılmasından tereddüt duyduğu bölümlerinde hemen Arapça diline kendini sığındırır. Kimi sözde bilim ulemasının ise anlatmak istediklerinin maddi güvensizliğini yaşadığında gerek İngilizce gerek Fransızca gerekse Latince vs. betimlemelere kaçışı tercih ettiği görülmektedir. devamı »



Yüzyıllardır süregelen kültürümüzün en önemli öğesi geleneksel Türk müziğinin ne olup olmadığı, ne olması gerektiği tartışmaları güncelliğini günümüzde de sürdürmektedir. Bizler hala kurumlaşamamanın getirdiği sancıları her yerimizde hissediyoruz. Geleneksel Türk müziğinde(GTM) yeniden yapılanma çalışmalarının başlangıcından bu yana 200 yıla yakın bir süre geçti. Ara ara gerek politik, gerekse müzikal müdahaleler oldu. Geleneksel yapı özünde aynı kaldı ama üst yapı çağımızın gereklerine bir türlü uyarlanamadı… devamı »



Ülkemiz’de bir konuyu yazayım diye düşünürken, gündem bir anda değişiyor. Son günlerde tartışma konularından birisi de “her ünvanlı” kişi, “bilim insanı mıdır?” oldu. Tabii bu konuda, özellikle akademik hayat üzerine yoğun bir çalışma yapan bir kişi olarak, alandaki çeşitli konulara değinmekte, çözüm yollarını da birlikte önermekteyim. Bu yazımda durum tespiti yapıp, daha sonra bu konuya dönmek istiyorum; devamı »



Sanat düzeyi yüksek sanatçılar; planlı bir şekilde pasifleştirilip, sanat seviyelerinin düşmesi sağlandıktan sonra, sistemli bir şekilde, bunların sanatlarının seviyesinin düştüğü algısı pompalanarak gerçek sanat/sanatçı, yalnız, bıkkın, değersiz varlık/insan haline dönüştürülebilir mi?..

devamı »



Dergimiz 29 Aralık 2007 günü nerden geldiği belli olmayan bir yıkma girişimi olayı yaşamıştır.
Servis sağlayıcımızın 2 Aralık 2007’ye kadar yedeklemesi nedeniyle, gerek yazı gerekse izleyici sayısını belirten sayaçlar açısından bu tarihe dönmüş olduk. Eksik olan 25 yazı 2 Ocak 2008 tarihiyle arşivimizden eklenmiştir.

Gerek e-posta, gerekse telefon yoluyla her türlü desteklerini esirgemiyen hatırbilir Musiki Dergisi dostlarına teşekkür ediyoruz.
İnancın gerçekleşmesinde çabanın rolünü bir bir kez daha yaşamak hoş bir deneyim oldu. Zaten son olacağını da düşünmüyoruz.
Yeniden aranızda olmaktan mutluyuz…

Mutlu Yıllar…
Musiki Dergisi



Müzik sanatı ile ciddi anlamda uğraşanlar, kafa yoranlar –lakırdızanlar değil- ve bizzat içinde olanlar -ister Türk, ister Batı- kendilerini bu denli yalnız hissetmemişlerdi. Müzik okullarında okuyanlar, mezun olanlar; kısacası Türkiye’de varolan tüm sanatsal müzik uğraşanları bir dışlanmışlık psikolojisi içindedirler. Bizim -müzik uğraşanları olarak- karşı karşıya kaldığımız bu durumu iyi tahlil etmemiz gerekiyor. devamı »



Bu makalede Türk Mûsikîsi yazma eserlerinde akustikle ilgili olarak yer alan konular tespit edilerek analiz edilmiştir. Kindî’den, Rauf Yekta’ya kadar birçok müellif, eserlerinde, akustikle ilgili konulara, az veya çok yer vermişlerdir. Bu kaynaklarda yer alan akustikle ilgili konuları, vokal ve enstrümantal sesler, tizlik ve pestlik sebepler, sesin nitelikleri ve sese etki eden faktörler olarak özetleyebiliriz. Bu konuların, hangi mûsikî yazmasında ne şekilde yer aldığı tespit edilmiş ve bunlar başlıklar halinde incelenmiştir. devamı »



Ne çokturlar, fikirleri değerlidir. Meslektendirler. Kimi müzisyen, kimi öğretmendir, kimi ise müzik icra eder Devlet müzik kurumlarında veya müzik piyasasında. Tepkilidirler yakın arkadaş kişisel söylevlerinde. E-posta veya forum gruplarında da rastlanılır. Konuşurlar kimi zaman dedikodu, kimi zaman gerçek. Çekiştirirler. Ama yazamazlar. devamı »


2007 Mevlana Yılı’nın Ardından… Göktan Ay

Eklenme Tarihi : 02 Oca 2008 | Kategori: Fikir Yazıları


“UNESCO tarafından tüm dünyaya ilan edilen “Uluslararası Mevlânâ Yılı”nın artık sonuna geldik. Mevlânâ’yı sevenler; “Yahu neler yapıldı yıl boyu? Doğrusu biz, hiç de bir şey anlamadık. Yapılan dişe dokunur bir etkinlik, kalıcı bir faaliyet göremedik!” diye hayıflanadursunlar…Kimi kültürel kurum ve kuruluşlar, Batı modelli etkinliklerle görevlerini (!) yapmış olmanın huzuruyla şimdilerde yılbaşı kutlamaları hazırlıklarına hız veriyorlar… “Normal yıllardan farklı ve özel olarak ‘Mevlânâ Yılı’na münhasır ne gördük?… Ben göremiyorum. Ya siz?” demiştim. Mevlana Yılı’nın ortasında(2)… devamı »



Aslında artık hiçbir sorun istemiyoruz. Ama o kadar çok sorun var ki?… Bizler de görüyoruz, yazıyoruz. Ve müzik uğraşanlarımız arasında sorun okumak isteyenlerin sayısının çok az olduğunu da biliyoruz. Geldiğimiz aşama maalesef bu. Bir yanda dağlar kadar çözülmemiş, öylece duran ve yazılması gereken sorun, bir yanda kendi sorunlarının çözülebilirliğine dair inançlarını geniş zamana yaymış büyük bir halk kitlesi…

devamı »



Fazıl Say’ın dile getirdiği fikirleri, ülkemizde sanata, sanatçıya verilen değerin ilk basamağı olan müzik eğitimcilerinin sorununu dile getirmesi açısından destekliyoruz. Müzik öğretmenleri bir süreçten yavaş yavaş ve geriye çekilerek görevlerinden eksilmeleri yaşıyor. İlk uygulamalar şöyleydi, bir hatırlayalım: devamı »



Fazıl Say gibi uluslararası bir sanat değerimizi Türk olarak yetiştirmiş, eczacı ve aynı zamanda yazar bir annenin içten duygularını aktarıyoruz. Gürgün Say’ı her şeyden öte bir anne olarak özümsemek bile, içimizdeki o naif duyguların uyanmasına neden oluyor. Dile getirdiği duyguların objektif yaklaşımını ve değerlendirmesini siz sayın okuyucularımıza bırakıyoruz. devamı »


Şu Bizim Oratoryolar… Can Ceylan

Eklenme Tarihi : 02 Oca 2008 | Kategori: Müzik İleti Grupları


Değişik vesilelerle gündeme gelen bir kavram olarak “oratoryo” dikkatimi çekti son günlerde. Ahmet Say’ın Müzik Sözlüğü’nde şöyle bir açıklama var: “Oratoryo” kelimesi, Latince “orare” kelimesinden gelmekte ve “orare” kelimesinin Türkçe’deki karşılığı “dua etmek”. “Oratorio” kelimesinin de Türkçesi “Dua Salonu”. Oratoryo’nun tanımı hakkında ise, “solo sesler, koro ve orkestra için yazılmış, dinsel içeriği olan, kilise korolarının icra ettiği kutsal nitelikli müzik eseri” gibi tanımlara rastlamak mümkün. devamı »



Ahmed Adnan Saygun’un Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Müzik Bilimleri Bölümü’nün İzmir AKM’de düzenlediği 1. Müzik Bilimleri Sempozyumu’nun 9 mayıs 1984, saat 15.30’da yaptığı kapanış konuşmasının içinde kullandığı iddia edilen “irticanın sarıksız olarak geri gelmesidir.” cümlesinin yer aldığı metnin ilgili bölümünü -öncesi ve sonrasıyla- tutanaklardan (ve bu satırların yazarının elinde bulunan bant kaydından) noktasına dokunmadan yayınlıyoruz: devamı »



İzmir-Konak Belediyesi tarafından İzmir’li Sanatçılar Birliği’nin katkılarıyla 20.yy’ın en önemli bestecilerinden olarak şimdiden kabul görmüş Avni Anıl adına düzenlenen “Avni Anıl Beste Yarışması” nda Seçici Kurul, 8 Aralık 2007 tarihinde ön elemeyi yapmış ve on bestecinin şarkısının finalde seslendirilmesini uygun bulmuştu. Bu besteciler Mahmut Oğul, Sinan Sipahi, Bora Uymaz, Varol Bulut, Yalçın Benlican, Hasan Soysal, Yahya Geylan, Halil Altınköprü, Engin Çır ve M. Bülent Gündem idi. devamı »



Türkiye’deki müzik ileti gruplarında adına sıkça rastladığımız bir isim var. Bijan Azadi. “İsmi gerçek midir takma mıdır?”, İngiltere’de mi, Tahran’da mı ikamet eder? Bilmiyoruz. Tek bildiğimiz ileri düzeyde(.) bir Türk müziği meraklısı olduğu ve İran-Türkiye müzikleri arasında ilişki kurarak, Türk müziği hakkında duyduğu sempati. İzleyebildiğimiz kadarıyla bu konuda samimi mesajlar yazıyor… Konu, İran’lı keman sanatçısı Farid Farjad’ın müzikçalarlarımızda popülerleşen keman-piyano ile seslendirilmiş, kökeni İran geleneksel ezgilerine dayanan icraları… Amacımız Farid Farjad’ın (ferid feryad) reklamını yapmak da değil. Ama Azadi’nin bu mesajıyla Fazıl Say’ın sitemkar çıkışları arasında bağlantı kurmadan edemedik… Türkçe yazımındaki hataları -mesajın orijinalliği bozulmasın diye- düzeltmedik. Yorumsuz olarak aktarıyoruz: devamı »



Türkiye’nin Müzik Müzesi hayali bu yıl da gerçekleşemiyor. Geçtiğimiz haziran ayında Üsküdar’daki eski Tekel Deposu’nda açılması planlanan müze, yapılan yer değişikliği nedeniyle ziyaretçilerine kapılarını 2008 yılında açabilecek. Geçtiğimiz haziran ayında Üsküdar’daki eski Tekel Deposu’nda açılması planlanan Türkiye’nin ilk ve tek Müzik Müzesi, ziyaretçilerini gelecek yıldan itibaren Gülhane’deki İslam Teknolojileri Müzesi içinde ağırlayacak. devamı »



« Önceki Yazılar   |   Sonraki Yazılar »



Hoşgeldiniz